Meme kanseri, meme dokusu içinde bulunan süt bezlerinden ya da süt kanallarından köken alan bir kanser türüdür. Meme kanserlerinin büyük çoğunluğu invaziv duktal karsinomdur, yani kanser süt kanallarında ortaya çıkar. Daha az bir kısmı ise invaziv lobüler karsinomdur. Bunda ise kanser süt kanallarından değil süt bezlerinden gelişir.
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Yaklaşık her 10 kadından birinde meme kanseri görülür. Meme kanseri sadece kadınlarda değil erkeklerde de çok nadir de olsa görülür. Meme kanserinin nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak kalıtım, beslenme alışkanlığı, sosyo-ekonomik düzey, doğum sayısı ve doğum kontrol hapı kullanımı ile ilişkili olduğu bildirilmektedir.
Meme kanserinin görülme sıklığı yaş ile birlikte artar. Hastalık en çok 50-70 yaş arasındaki kadınlarda görülür. Annesinde ya da kardeşinde meme kanseri olan bir kadının hastalığa yakalanma riski 3 kat daha fazladır. Bu yüzden ailesinde meme kanseri olan kişilerin özellikle 40 yaşından sonra meme muayenesi yaptırmaları gerekir.
Meme kanserinin en sık görülen belirtisi memede ele gelen kitledir. Ele gelen kitle koltuk altında da olabilir. Meme ucunun içeri doğru çekilmesi de meme kanseri belirtilerindendir. Meme ucundan kanlı ya da kansız akıntı olması meme kanserinin bir diğer belirtisidir. Meme içindeki kanser büyüyerek meme derisinde şişme, kızarıklık ve portakal kabuğu şeklinde bir görünümüne neden olabilir.
Meme kanserinin erken tanısı hem tedavinin çok kolay olması hem de başarı şansı çok yüksek olması açısından çok önemlidir. Erken tanı için her kadının 20 yaşından sonra ayna karşısında ayda bir kez olmak üzere kendi kendine meme muayenesi yapması gerekir. 35 ile 40 yaş arasında kadınlar ise mutlaka meme ultrasonu çektirmeli ve 40 yaşından sonra da yılda 1 kez mamografi yaptırmalıdır. Meme kanserinin erken evrede yakalanabilmesi için düzenli doktor olarak yapılan doktor muayenesi çok önemlidir. Hiçbir şikayeti olmasa bile 40 yaşından sonra mutlaka her kadının doktora başvurarak meme muayenesi olması gerekir.
Meme kanserinin tedavisi hastanın bulunduğu evreye göre değişir. Çok erken evredeki (Evre 0) meme kanserinde genellikle ameliyat sonrası kemoterapi tedavisine gerek duyulmamaktadır. Çoğu zaman ışın tedavisi (radyoterapi) tedaviye eklenir. Erken evrede (Evre1 ve 2) ise kitle nispeten küçük olduğu için önce ameliyat ile çıkartılır ve ardından kemoterapi uygulanıp uygulanmayacağına karar verilir. Evre 3’te ise önce kemoterapi tedavisi uygulanır ve daha sonra ameliyat ile kitle çıkartılır. Evre 4’te ise eğer kanser vücutta çok fazla sayıda bölgeye yayılmadıysa ameliyat uygulanabilir. Ancak kanser yayılımı çok fazla sayıda ise tek başına ameliyat tedavisi önerilmez. Bu durumda sadece kemoterapi ve bazen de radyoterapi tedavisi uygulanır.
Meme kanseri ameliyatında amaç, kanserin geride hiç kalmayacak şekilde çıkarılması ve koltuk altına yayılımın olduğu durumlarda koltuk altı lenf bezlerinin tümüyle alınmasıdır. Memenin çıkarılması işlemine mastektomi adı verilir. Mastektominin, basit mastektomi, cilt koruyucu mastektomi ve radikal mastektomi gibi çeşitleri bulunmaktadır. Meme kanseri erken tespit edildiğinde, genellikle memenin tamamı yerine sadece kanser dokusu ve memenin etkilenmiş kısmı alınır. Buna meme koruyucu cerrahi adı verilir. Meme kanseri ameliyatında, meme kanserinin koltuk altı lenf bezlerine yayılımını belirlemek için bir veya birden fazla lenf bezi alınarak patoloji laboratuarında incelenir. Bu inceleme, kanserin doğru olarak evrelenmesi ve ameliyat sonrası uygulanacak ek tedavi şeklinin seçiminde önemlidir.